Kayıtlar

UKDELERİMİN İSTİKRARI

       Ukde kelimesinin günlük hayatta çok konuşulmaması üzerine konuşulmalı. Çünkü insanlar istediği ama bir türlü olduğunu göremediği şeyler üzerine şekillenir. Çoğu yerde, çoğu insanda, çoğu eşyada ve en çarpıcı tarafı çoğu kokuda, bir saniyelik içine çektiği o kokuyu arar. Ukdesinin yerine yenisini koymaya çalışır bir oyuncak gibi, hem kendini kandırır hem de yeni edindiği oyuncağını. TDK anlamını bu kadar kısa nasıl açıklayabilmiş bilmiyorum, benim için bir düğümden daha fazlasıdır kendisi. Ukdenin fizyolojik boyutuna gelecek olursak gerçekten de boğazda bir yumru hissi bırakır, olamayışın, olmayışın burnu sızlatan hissiyatı ukdeyi daha da kıymetli kılar. İstediğimiz her şeye eriştiğimiz bu çağda gözlerim ve kalbim ukdemi her zaman değerli kılacaktır. Ben hissettiğim sürece var ve ne denli kıymetli olduğunu gün geçtikçe daha da anlıyorum, anlasam ne çare ukde bu sonuçta düğümlerden ibaret yumru hazzı. Konuşmak hiç bu denli zor olmamıştı insan bazen kendine yeni ...

EĞER SEN DE ROMA SERAMİKLERİNE HAYRANSAN...

Resim
TERRA SİGİLLATA          Şekil 1/2 Roma Dönemi Genel kaide yapısı, hamur, astar rengi ve bezemeler                       Terra Sigillata seramik grubu İ.Ö 2yy’ın ikinci yarısında Kuzey Suriye’den çıkmıştır. Samaria ve Hama üretim merkezleri olduğu düşünülmektedir. Tarsus, Antiokhia, Pergamon, Tralleis ve Çandarlı’nın da katılımıyla, İtalya ve Almanya gibi merkezlerle yayılım alanı büyüyen ve sevilerek yapılan bir seramik grubu olmuştur(M.S 3yy’a dek kullanımı devam etmiştir).  Roma Dönemi’ nin en önemli seramik gruplarından birisidir. Bu seramik gruplarının Antik Dönemdeki ismi bilinmemekle beraber içlerindeki isim baskılarından dolayı mühürlü toprak ismini almışlardır. Bu grup masa kapları olarak kullanılmıştır( Plinius, Naturalis Historia adlı kitabında kırmızı astarlı, güzel kaliteli masa kapları olarak tanımlar) ve genel olarak kırmızı tonlarında, kahveden turuncuya doğru giden bir...

Titrek ellerin üzerindeki fiskos örtüsü

Şaibeli bir görüş.. Farkındalığın hiç olmadığı yerler silsilesi. Oradasın. Biblodan farksız. Ve titrek ellerinin üzerine, kaskatı kesilmiş genelde televizyonların ya da fiskosların üzerini süslemek amacıyla konulan, dantel örgüsünü öylece bırakırlar. Bu etnik kökeninde hiç var olmadın. Çırpınışlarını böylece kapatmak isterler. Çünkü alışagelmiş bir son bu. Ucu bucağı olmayan sararan bir dantel örgüden ibaret, sığ düşüncelerin mahkum kılındığı, hürlükten yoksun bir var oluşun çatışması. Hoyrat bir sevişmenin bıraktığı izler. Kaybolmaya meyilli kutsal bir direniş.Hayat bazen size acik adres sunmayabilir.Tek düze bir yasam surdugun o vakit bunun karsiliginda hayatin sana getirdiklerine sitem etmemelisin. Her gun kendini tekrarlarsan eger bir gun bu yinelemede kendini kaybedebilirsin iste tam da bu yuzden insan fiziksel olarak kaybolmali. Kayboldun, kayboldum ve gidecegim yola varana dek asil kacirdigim etrafimdakilere baktim, gordum. Yoldayim… Ne kacirdigimin bana neler kattığını fark ett...

PİETA

Resim
  BENİM İÇİN MEMENTO MORİ PİETA    Michelangelo tarafından yapılan bu eser hüznün ve çaresizliğin mermer boyutudur. En sevdiğin heykel grubu ne diye sorsalar şüphesiz ki cevabım Pieta ve Galatlıların intihar sahnesini işleyen muazzam bir gururun ölümcül boyutudur. İnsan kendini de öldürebilir başkaları öldürmesin diye...     Meryemin İsaya olan sevgisini ve bağlılığını hepimiz biliyoruz. Bakireliğin tohumu olan parçası yok olduğunda aslında onun için hiçbir bağın önemi kalmamıştır. Bağlar.. Bizi biz yapan şeyler, bir annenin evladını kaybetmesiyle verilen çaresizliğin, acının yüze ve vücuda yansıması.. Gerçekten insan bir acıyla nasıl dinlenebilir ki? Bu heykel grubundaki dinginlik ve durağanlık insanı sakinleştiriyor. Ve bu heykel boyutu acının aşırı doğal bir şekilde aktarılmasıyla insana saf sevgiyi sorgulatıyor. Anne olmanın verdiği heybetli bir güç, evladını kaybetmiş bir anne acıdan yatak döşek olabilirken yani zihnimizde böyle canlanıyorken Meryemin ...

ROMA DÖNEMİ RESİM SANATI (POMPEİİ TARZI)

Resim
    Güneybatı İtalya’ da, Napoli’ den 7km. uzaklıktaki antik Roma kenti olan Pompeii Arkeolojik olarak en iyi bilinen kentlerden bir tanesidir. İ.S.79’ da gerçekleşen Vesuvius Dağı’ nın önemli ölçüde gerçekleşen patlamasıyla beraber kent volkanik kül altına gömülmüştür ve talih kentin yüzüne gülüp sanat eserlerine sahip çıkmıştır(bu kent sayesinde arkeolojiye dair bir çok bilgiye erişebiliyoruz), her şey olduğu gibi kalmıştır. Yine Pompeii yakınlarına konumlanan Herculaneum da benzer doğal sebeplerden dolayı bir yardım eli uzanırcasına çamur seli altında kalarak organik maddellerin çok iyi korunabilmesi sağlanmıştır. Bu eylemin bir getirisi olarak yapıların içleri ve dışları ve özellikle duvar resimleri ve ev eşyalarının büyük çoğunluğu in situ olarak kendilerini koruyabilmişlerdir. Bu iki kent başta olmak üzere Roma ve çevresindeki   bir çok antik kent resim sanatına dair insanı büyüleyen güzellikleri görebilmek mümkündür. Fresko ve mozaik olmak üzere birbirinden çeşit ...

ATTALOS PORTRESİ

Resim
    ATTALOS I   ( İ.Ö.269-197)   2. Pergamon okulu ekolünün görüldüğü ilk eserlerden birisi de Attalos I’in portresidir. Eumenes’ in bu portreyi Attalos I’ in ölümünden sonra yaptırdığı düşünülür bu düşüncenin sebebi ise portrenin 2. Pergamon heykel okulunun özelliklerini barındırmasından kaynaklanmaktadır. Bu portrede Attalos I sanki bir kahraman gibi aktarılmıştır. Portre Berlin’ de yer alan Bergama Müzesi’ nde sergilenmektedir . ·    Başında yer alan diadem başı iki ayrı bölüme ayırmıştır. Başın üstündeki saçlar düz bir şekildedir, alnın üst bölümünde ise dalgalı saçlar kalın perçemler halinde üst üste dizilerek sanki bir peruk izlenimi oluşturmaktadır, bununla birlikte plastik bir görünüm sunmaktadır ve kulaklar saçlar tarafından kapatılmıştır. ·     1. Pergamon okulunda dudaklar kalınken 2. Pergamon okulunda ince şekillenmişlerdir. Ağzın ve dudakların kapalı ve ince olma durumu net bir şekilde görülmektedir. ·   Stil halen Barok iken b...

EĞER SEN DE ROMA HEYKELLERİNE HAYRANSAN OKUMAN GEREKEN BİR KONU VAR :)

 VERİSTİK ÜSLUP   Uygarlıklar yüzyılllar boyunca önde gelen şahıslarını, ya da değerli kıldıklarını yüceltmek, onurlandırmak ya da verilen değeri göstermek amacıyla portreler yapmışlardır. Portreler şahısların karakteristik özelliklerinin, yüz hatlarıyla verildiği baş bölgesi eserleridir. Roma Cumhuriyeti Portre Sanatı; Etrüsk sanatı, Campana’nın yerli İtalik Sanatı, Geç Hellenistik Dönem Sanatı izlenimleriyle yeşeren bir sanat anlayışına sahiptir. Roma Cumhuriyet Dönem’i Portreciliğinin temellerini atan ata kültü geleneğidir. Yerel İtalya’dan Romalılara yansıyan ata kültü, atalarına bağlı olan Romalıların bal mumundan şahısın masklarını alıp, atalarının portrelerini onurlandırmak amacıyla yaptırmalarına neden olmuştur(kişinin ölse dahi hep orada olma hissiyatı). Ata Kültü geleneğinde kadınlar nadiren olmak üzere yer alabilirler fakat daha çok erillikle ilgili olduğu için erkekler yer almaktadır. Roma’nın önemli sınıflarından olan vatandaşlarının evlerinde kilden oluşan m...