ROMA DÖNEMİ RESİM SANATI (POMPEİİ TARZI)

   Güneybatı İtalya’ da, Napoli’ den 7km. uzaklıktaki antik Roma kenti olan Pompeii Arkeolojik olarak en iyi bilinen kentlerden bir tanesidir. İ.S.79’ da gerçekleşen Vesuvius Dağı’ nın önemli ölçüde gerçekleşen patlamasıyla beraber kent volkanik kül altına gömülmüştür ve talih kentin yüzüne gülüp sanat eserlerine sahip çıkmıştır(bu kent sayesinde arkeolojiye dair bir çok bilgiye erişebiliyoruz), her şey olduğu gibi kalmıştır. Yine Pompeii yakınlarına konumlanan Herculaneum da benzer doğal sebeplerden dolayı bir yardım eli uzanırcasına çamur seli altında kalarak organik maddellerin çok iyi korunabilmesi sağlanmıştır. Bu eylemin bir getirisi olarak yapıların içleri ve dışları ve özellikle duvar resimleri ve ev eşyalarının büyük çoğunluğu in situ olarak kendilerini koruyabilmişlerdir. Bu iki kent başta olmak üzere Roma ve çevresindeki  bir çok antik kent resim sanatına dair insanı büyüleyen güzellikleri görebilmek mümkündür. Fresko ve mozaik olmak üzere birbirinden çeşit sanat eserleri bulunmaktadır. En çok kullanılan renkler sarı ve tonları, siyah, magenta ve kırmızıdır. Bağlayıcı olarak ise süt, bal, yumurta, hayvansal yapıştırıcılar, zamklar kullanılmaktadır. 19. Yüzyılın ikinci yarısında yaşamış olan Alman sanat tarihçisi August Mau, Pompeii duvar resimlerini gruplara ayırmıştır. 

Pompeii Tarzı Olarak Bilinen Ve Sırasıyla Birbirlerini İzleyen Dört Stil Bulunmaktadır;

 

I.Stil M.Ö 200-60: Duvarlara mermer kaplama izlenimi verilir diğer bir deyişle boya yardımı  ile mermer plakaların bir illüzyon oluşturulmasıdır. Bu duruma aslında şaşırmamak gerekir çünkü Romalılar mermer görünümünü ve mermeri oldukça fazla sevmektedirler. Pahalı olan yapı malzemesi mermeri, duvarlarına taklit etmişlerdir. Mermer takliti duvarlar Pompeii’ de ve aynı zamanda Herculaneum’ da da karşımıza çıkmaktadırlar. Hellenistik Dönemin bir getirisi olan bu sistem, Roma İmparatorluğunun ilk iki yüzyılında gelişerek duvarları süslemiştir.


Farklı renkler kullanarak ve farklı teknikler kullanarak sanki karşımızda bir duvar varmış imajını veren bu duvar resimleri, sıvalar zeminden yüksek dolgu olarak yapıldıktan sonra bu izlenimi yakalamışlardır. Örnek verecek olursam günümüzde de duvarlarımıza taş örgü resimli duvar kağıtları yapıştırıyoruz ve gerçekten doğal taş görünümünü yakalamayı başarabilmektedirler. O dönem için kesinlikle bu algıyı ve bu imajı yaratmış olmaları maaliyeti yüksek istenilen görüntülerin düşük versiyonunu yakalayabilmeleri aslında günümüzü aratmayan boyuttadır. Şuan karşımdaki duvar resmini ve evimizdeki duvar kağıtlarını bağdaştırabilmem her dönemin, düşük bütçeyle istenilenin görüntüyü yakalamasıyla örtüşmektedir.

 

II. Stil M.Ö 60-20: Bu duvar stilinde üç boyutluluk hakimdir, üç boyutlu tarz demek de yerinde olacaktır. Duvarların kütleselliğini azaltmak ve iç kısımdaki mekanı olabildiğince ferah algılatabilmek için derinliği olan mimari formlar kullanılmıştır. Yalancı perspektif, ışık gölge oyunları başarılı bir şekilde aktarılabilmiştir.

Yalancı perspektif sayesinde Tiyatro Sahnelerinin Cephelerini anımsatan bir eleman da evlerin içerisinde görsel bir şölen oluşmuştur. İç mekanın daha geniş algılanması yapılan derinlikle başarıyla aktarılabilmiştir. Sütunların, maskların, alınlıkların, akroterlerin oldukça abartılı figürler halinde yansıtılması oldukça etkileyici bir haldedir.Tek bir bakış açısıyla sunulan mimari yapılar bulunmaktadır. Bu yapılar ise yalancı perspektif stilinin bir getirisi olarak karşımıza çıkmaktadırlar. Kullanılan muazzam renkler ve Pompeii kırmızısının yarattığı hissiyat duvar resimlerinden adeta okunabilmektedir.

III. Stil M.Ö20-MS 20: Augustus’ un saltanatı ile örtüşen bu stilde sanatçılar artık yanılsamayı yok saymak isteyerek daha çok tek düzeliğin hakim olduğu resimlerini meydana getirmişlerdir. Koyu renk ön plandadır ve özellikle Pompeii kırmızısını severek işlemişlerdir. Tek renkli kırmızı, siyah, beyaz arka planda bitkisel motifler, ayrıntılı mimari yapıları resmedilmiştir. Duvarın merkez konumunda genellikle manzara konuları gibi konular işlenmiştir. Bu tarzın en önemli örnekleri Boscotrecase’ deki Emperyal Villa’ dan meydana gelen fresklerdir.

 
 Arka fonun koyu ve tek düze bir renkte yapılması, ön paneldeki sanat ve doğayı birleştiren motifleri daha belirgin kılmıştır. Bunun yanında Yunan Mitolojisinin farklı figürleri ve konuları da yapılmıştır. Tamamen duvarı kaplayan bir illüzyondan kaçınılmıştır. Dikdörtgen alanlar işlemeli bir halı izlenimini aktaran küçük unsurlarla yapılmıştır. Sanki duvara asılan bir tablo gibi yansıtılan resimler mevcuttur. Zariflikten ödün vermeyen bu resimler oldukça etkileyici bir biçimde sanatçılar tarafından yarattıklarını izleyenlere başarıyla sunulmuştur.

 


IV. Stil MS. 20-79:   Bu stilde ise oldukça abartılı ve karmaşık bir üslup bulunmaktadır. İlk üç stilin kombinasyonu olarak tanımlamak yanlış değildir. Örnek verecek olursak daha önceden görmüş olduğumuz çerçeveli tablolar vardır (süsleme, III.stil) ve üç boyutlu mimari bezemeler ile derinlik algısı yaratılmıştırr (mimari, II. stil). Hem mimari perspektif hem de mitolojik figürler yer almaktadır. Mitolojik konular ön plana alınıp mimari arka planda işlenilmiştir. Olabildiğince sade bir alan yaratılarak bezemeler ve konular dengeli bir şekilde işlenebilmiştir. Sağ taraftaki duvar freskinde Europa ve Zeus betimlenmiştir tam olarak ana konu olmasa da figürlerin hareketi ve kullanılan  renk tonları oldukça insanı etkileyen bir şekildedir. Sarı, kırmızı, siyah ve kahve tonları hareketliliği ön planda tutmuştur. 


  Vetti Evi’ nden IV. Stilde yapılan bu freskte arka planın siyah yaratıldığı alanda küçük figürler yer alır.  Üretim ile ticareti canlandıran bu sahnede figürler çiçeklerin yapraklarını damıtarak parfüm elde etmeye çalışıyorlar. Tek bir zemine tek bir tonla yapılmasından dolayı oldukça  başarılı bir görüntü elde edinilmiştir. Beni en çok etkileyen frescolardan bir tanesi de bu frescoydu. Kokuları çok önceden de insanların kullandıklarını zaten biliyoruz fakat burada bir duvarda bu sahneyi görmek gerçekten çok hoş bir izlenim.  Bir koku çok derinlere gizlenerek orada yaşamaya devam eder bazen bu kokuyla yeniden çocuk olur ve salıncakta sallanmaya devam ederiz. Bir kokuyu güzel yapan şey kendimizi bulduğumuz güzel anılarımızın özlemidir. Aslında bu hissin sebebi anılarımızı bir kokuyla anımsamamızdan kaynaklanır. En güzel koku en güzel anımızı anımsatan ve hoş bir tebessümü yüzümüze yansıtan esanstır diyebiliriz.  Bir kokuyu sevmek elimize aynayı alıp yüz hatlarımıza tutmaktır ve bir kokuyu sevmek bazen kış bazen de yazdır.  Frescodaki kokuyu gerçekten çok merak ediyorum, belki de bu koku kendimizi bulduğumuz güzel bir anının özlemidir...
  
İŞTE SENİN İÇİN BÜYÜLÜ BİR DUVAR RESMİNİ ANIMSATAN  PARÇALAR:
Kocaman bir playlist bırakmak istiyorum çünkü hepsi o kadar güzel ki son nefesimi bu huzurlu tınılarda vermek isterdim galiba :)
https://open.spotify.com/playlist/5asrfxhZPGG2B0rfwJCUYJ?si=mPn-eU5cSVWNO02vK069Bw&pi=e-9gTBRTYpToKk&nd=1&dlsi=c7fa8d6bf7a04641



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

EĞER SEN DE ROMA SERAMİKLERİNE HAYRANSAN...

Heykeltraş Polyromarchos ve Antik Heykeltraşçılığa Katkısı

UKDELERİMİN İSTİKRARI